Nasıl Sağlıklı Beslenirim?
İdeal, fit, sağlıklı sayabileceğimiz bir beden, doğru spor ve dengeli beslenmenin birleşiminden oluşur. Her ikisi de birbirine öylesine muazzam bir denge içerisindedir ki, ne sağlıklı beslenmenin es geçildiği spor ne de sporun ihmal edildiği bir beslenme düzeni tam anlamıyla fit olmayı sağlar. İkisi bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır ve adeta zincirleme bir döngü ile vücudumuza etkilerini gösterirler.
Ruhumuzu ve zihnimizi, bedenimizden ayrı tutmaya kalkarsak, gerçek benliğimizi göremeyiz. Ancak sağlıklı bir ruhsal ve zihinsel yaşam için bedenimizin buna hazır, temiz bir zemin yaratması önemlidir. O nedenle görünürde et ve kemikten oluşan vücudumuzu da sağlıklı tutmalıyız.
Egzersiz yapmak, sporu yaşamımızın bir parçası haline getirmek ve gün içinde vücudumuzu hareketli kılmak elbette çok önemlidir. Fakat gerçekten fit bir vücuda ulaşmak için beslenme alışkanlıkları spordan çok daha etkilidir. İyi bir vücudun yaklaşık yüzde 30-40’ı spordan, geri kalan yüzde 60-70’i ise doğru beslenmeden gelir.
Spor yapmak kadar yediklerimiz ve yemediklerimiz de önemli. Her zaman hatırlattığımız gibi, unutmayın yediklerinizden ibaretsiniz!
Bilinçsizce yapılan diyetler, yanlış sporlar, tembellik, önyargılı fikirlerle bahane üreten zihinler… Bunların hepsi sizi sağlıklı bir yaşamdan uzaklaştıran etkenlerdir. Eğer gerçekten sağlıklı ve fit olmaya kararlıysanız doğru bilgilerle kendi dönüşümünüzü başlatabilirsiniz.
Dengeli, yeterli ve çeşitli beslenmenin nasıl olduğunu merak ediyoruz ve yapabildiğimiz kadarıyla uygulamak istiyoruz. Protein, karbonhidrat ve yağların nasıl dengeleneceği, antioksidanlar, vitamin ve mineraller, organik gıdalar ya da probiyotiklerden nasıl yararlanılacağını anlamaya çalışıyoruz.
Çoğumuz kafamızda soru işaretleri ile doğru beslenmeye dair merak ettiğimiz noktaları araştırıyor, bazı kitaplar okuyor, çevremizden bilgi edinmeye çalışıyoruz. Bu noktada şunu belirtmek gerekiyor; edindiğimiz bilgiyi doğru bilgi olarak benimsemeden önce güvenirliğine bakmalısınız. Sağlıklı yaşam adına yapılan hatalar, vücudumuzu yorabilir ve yıpratabilir.
Fit Olmak Zayıf Olmak Değildir
Öncelikle fit olmanın zayıf olmak ile eş değer olmadığını bilmemiz gerekir. Fit olmak, aç kalmak, kendini güçsüz hissederek, vücudu alması gereken besinlerden mahrum bırakarak ‘iyi’ bir görünüme kavuşmak değildir. Fitlik, vücudun gereksinim duyduğu protein, karbonhidrat, vitamin ve minerallerin dengeli dağılımı ile düzenli bir beslenme alışkanlığını, spor ile kazanılan dinç bir vücudu ve bunu ruhsal anlamda da destekleyen bir arınmayı gerektirir. Bu anlamda fit olmanın temelinde beslenme vardır, ardından spor ve ruhsal boyut önem kazanır. Yediklerimiz hem vücut şeklimizi hem de hislerimizi belirler. Sabah yediğiniz yeşil almanın içinizde yarattığı ferahlığı hissetmeniz, içtiğiniz su ile zihninizin berraklaştığı gibi… Beslenmenin zihne ve ruh sağlığımıza direkt bir etkisinden söz etmemiz mümkündür. Gerçekten de hafif yedikçe hafifler, ağır ve zararlı besinler tükettikçe içimizde ağırlık ve üzerimizde hantallık hissederiz.
Kilo verme ile ilgili genel sıkıntılar, yanlış beslenme, şok diyetler, kişiye göre değil, genel geçer bilgileri bilinçsizce uygulamaktan kaynaklanır. Bahsettiğimiz gibi az yemek sağlıklı değildir. Diyet zaten kelime anlamıyla kısıtlamayı çağrıştırdığı için baştan negatif bir anlam yaratmaktadır.
Hızlı bir şekilde kilo vermeyi vadeden şok diyetlerde verilen kilonun büyük bölümü su, mineral ve kaslardan gider. Yağınız azalmaz. O yüzden de sadece diyet yapmak aslında sizi doğru bildiğinizin aksine yağlandırır. Sınırlı besinlerle metabolizmanız yavaşlar. Önemli olan vücuttaki kas oranını koruyarak yağ kütlesini azaltmaktır. Düzenli bir beslenme programı ile yağdan kilo vermek kalıcıdır.